HEDA-DER dernek binasında gerçekleştirdiğimiz seminerin konusu, Müslüman'ın şahitliği ve tevhid ahlakıydı. İlginin yoğun olduğu seminere, konuşmacı olarak katılan Araştırmacı yazar Ahmet Kalkan, tevhid ve adalet arasında mutlak bir bağın olduğunu, ahlakın olmadığı bir tevhid anlayışının olmayacağını, her ideolojinin bir ahlakının bulunduğunu söyledi. Kalkan konuşmasını şöyle sürdürdü;

"Tevhidsiz bir ahlak mümkündür. Her inancın, her ideolojinin, her yaşam biçiminin bir ahlak anlayışı vardır. Tevhidin de bir ahlak anlayışı vardır. Tevhid bu ahlak anlayışını hayata hakim kılmak ister. Hayata hakim olmayan bir tevhid anlayışı sorunludur. Kişi tevhidi, öğretiye uygun bir ahlak üzerine ise, onun Müslümanlığı güzelleşmiştir. Değilse kendi Müslümanlığı'nda sorunlar ve zafiyetler var demektir. Müslüman'lar ahlakları ile toplumsal bir model olmalıdır. İnsanlar Müslüman'ların ahlakına bakıp onları örnek almalıdır. Durum böyle değilse, İslam’ın ahlak öğretisinin mükemmelliğinin hiçbir önemi olmaz. Yaşadığımız çağda insanlar, ‘Müslümanlardan kaç İslam’a sığın’ diyor ise bu, İslam’ın değil Müslüman'ların sorunlu olduğunu gösterir. Ahlakımızı yeniden tevhidi öğretiye göre kurmalıyız. Peygamberimizin ahlakı Kur-an ahlakı idi. Ahlakımızı Kur-an’a göre güzelleştirmeliyiz" dedi.