İsrail i Tanımak Zulümdür!

İsrail i Tanımak Zulümdür!
İsrail i Tanımak Zulümdür!

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 483. haftada Kayalıpark Meydanı'nda toplandı. Platfrom adına basın açıklamasını Ersoy Kağnıcıoğlu yaptı. Mavi Marmara davasının düşürülmesine ilişkin konuşan Kağnıcıoğlu '' Biz İsrailli yetkilileri ve İsrail hükümetini tüzel bir kişilik olarak tanımadığımızdan dolayı tüzel kimlikleriyle mahkemeye verilmesine zaten karşıydık. Bunun zımnen de olsa İsrail’i tanımak manasına geleceği endişesini taşıyorduk. Bunu müteaddit defalar ilan ettik. Fakat herkesin bizim gibi düşünmesini beklemiyoruz.'' dedi ve ekledi''İsrail i bir devlet olarak tanıyan devletlerin mahkemelerinin mescidi aksanın mevzu bahis olduğu durumlarda vereceği hiçbir kararın önem ve ehemmiyeti yoktur. İsrail bir devlet olarak tanınarak zaten büyük bir zulüm işlenmiş demektir. İsrail yönetimi bir devlet olarak kabul edilerek haksız bir yargılamaya girilmiş, yargılama usulde batıl olmuştur. '' 
Açıklamanın Tam Metni: 
Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla; Dediler ki: Ey Musa! Ya sen at veya önce atan biz olalım. Hayır, siz atın, dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor. Musa, birden içinde bir korku duydu. «Korkma! dedik, üstün gelecek olan kesinlikle sensin.» «Sağ elindekini at da, onların yaptıklarını yutsun. Yaptıkları, sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise, nereye varsa (ne yapsa) iflah olmaz.» Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar; «Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik» dediler. (Taha 65-69)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Siyonist terör örgütü İsrail ile Türkiye’ nin ilişkilerinde mavi Marmara gemisine yapılan saldırı önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu gemi Gazze ambargosunun kaldırılması iddiasıyla hareket etmiş, İsrail böyle bir iddiayı ve girişimi dahi hoş görmeyip gemiye saldırmış on kardeşimizi şehit etmiştir. 
Konjoktür gereği Türkiye İsrail ilişkileri gerginleşmiş ama hiçbir şekilde zarar görmemiştir. İç siyasete yönelik uygulamalarla hükümet Siyonist İsrail aleyhine açıklamalarda bulunsa da ekonomik, siyasi ve kültürel alanda hiçbir yaptırıma ve ilişkilerin askıya alınmasına veya iptaline gidilmemiştir.  Bizim zaten böyle bir beklentimiz yoktu. Türkiye İsrail ilişkilerinin zeminin buna müsaade etmeyeceğini biliyorduk. Fakat kamuoyunun böyle bir beklentisi vardı. Ve bu beklenti birileri tarafından iç siyaset malzemesi olarak uzun süre kullanıldı.
Biz İsrailli yetkilileri ve İsrail hükümetini tüzel bir kişilik olarak tanımadığımızdan dolayı tüzel kimlikleriyle mahkemeye verilmesine zaten karşıydık. Bunun zımnen de olsa İsrail’i tanımak manasına geleceği endişesini taşıyorduk. Bunu müteaddit defalar ilan ettik. Fakat herkesin bizim gibi düşünmesini beklemiyoruz. Bir takım maslahatlar ve bazı mücadele anlayışlarıyla bu mücadeleyi mahkemeye taşıyanlara da çabalarının beyhude olacağını ifade etmekle birlikte beklenti ve umutlarının boşa gideceğini ifade etmiştik. Hatta büyük bir tehlike olarak bu mahkemeler de olayın İsrail açısından bir galibiyete ve meşruiyet sebebine dönüştürüleceğinden de endişe etmiştik. Bu mahkemelerin eliyle İsrail’e karşı mücadele zemininde kısıtlamaların meydana geleceğini öngörmüştük. Üzülerek ifade ediyoruz haklı çıktık. 
Kudüs ve mescidi aksa davasının salt manada bir siyaset malzemesine dönüştürülmesini hiçbir zaman doğru bulmuyoruz. Gazze ambargosunun Kudüs ve mescidi aksa davasının önüne geçirilmesini de doğru bulmuyoruz. Akidemizin bir parçası olan mescidi aksa hiçbir pazarlığa ve mahkemeye konu edilebilecek mesele değildir. Alınmış hiçbir karar verilmiş hiçbir yargı mescidi aksa davamızın aleyhine hukuki olamaz. 
İsrail i bir devlet olarak tanıyan devletlerin mahkemelerinin mescidi aksanın mevzu bahis olduğu durumlarda vereceği hiçbir kararın önem ve ehemmiyeti yoktur. İsrail bir devlet olarak tanınarak zaten büyük bir zulüm işlenmiş demektir. İsrail yönetimi bir devlet olarak kabul edilerek haksız bir yargılamaya girilmiş, yargılama usulde batıl olmuştur. 
Mavi Marmara davasının son mahkemesinde mahkemenin düşürülmesi umutlarını ve mücadelelerini bu mahkemelerin kararlarına bağlayanlar açısından bir yenilgidir. Onlar açısından bir kayıp olabilir. Ama mescidi aksayı  ve Kudüs’ü  akidelerinin bir parçası sayanlar için her hangi bir mahkeme kararının  hiçbir önemi yoktur. 
Yaşasın Kudüs mücadelemiz. Yaşasın mescidi aksa mücadelemiz. 
Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 484. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 10 rabiü-levvel 1438 (10.12.2016)

Facebook Twitter Google LinkedIn Email

Henüz hiç yorum yapılmamış!

Yorum Yapın