El-islamı kim zahir kılacak ?

هُوَ الَّـذ۪ٓي اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى وَد۪ينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدّ۪ينِ كُلِّه۪ۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ   شَه۪يداًۜ .مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ اَشِدَّٓاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَٓاءُ بَيْنَهُمْ ...                                                                


O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah yeter.  Muhammed, Allah\'ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler.                                                                         ( Fetih 28,29 )

Kuranı kerimde peygamberlerin gönderiliş sebepleri değişik nedenlere bağlanır.  Bunlardan bir tanesi de allahın kendi dinini (El İslam) insanların uydurdukları, yahut da haktan gelmiş fakat insanlar tarafından tahrif edilmiş diğer dinlere zahir kılmasıdır. İnsanlar gönderilmiş bir dini tahrif ettiklerinde yahut onu inkar edip kendi hevalarına uygun yepyeni bir din ürettikleri zaman Allah(cc) peygamberleri (sav) aracılığı ile yeniden hak dinini indirir ve onu hayata hakim kılardı. Muhammed aleyhisselam\'ın gönderilişi ile nübüvvetin sona ermesi ile kesinleşince onunla gönderilen din daha önce peygamberlerin gönderiliş sebeplerinin hepsine şamil oldu. Allah\'ın(cc) aziz dini İslam diğer dinlerin hepsine galip gelsin üstün olsun onların hakimiyetleri sona ersin diye son nebi muhammed aleyhisselam peygamber olarak gönderildi.

   Allah teâlâ nebisini göndermekle gerçekleştirmek irade ettiği dinin diğer dinlere zahir olması; onların yeryüzündeki güç ve iktidarlarının sona ermesi, onlara inanan insanların onlardaki batıllıkları görmesi, o din üzerinden bulunan hakka benzer şeylerin hakikatinin ortaya konularak onların batıl olduklarının gösterilmesi ile gerçekleşmektedir.Yeryüzünde bu sahte dinlerden kaynaklanan fitne ,fesadın ortadan kalkması son nebi ile başlamıştır. Ed-Dinin zahir olmasına Allah şahidlik etmektedir ve bu şahidlik ettiği şeyin gerçekleşmesine de Allah (cc) kafidir.

      Allah\'ın son dini islamın en önemli akidesi muhammed\'in (as) Allah\'ın (cc) rasûlü olmasıdır. Onun risaleti dinin (İslamın) diğer dinlere zahir olmasının da ön şartıdır. Bu şartla birlikte Allah(cc) Muhammed aleyhisselama inanan insanları da dinin zahiri hususunda şartın bir parça kılmış, onları kendi iradesinin meydana gelmesinin vasıtaları  kılmıştır. Allah dileğini  gerçekleştirmek irade buyurduğunda onlar için sebepler meydana getirir,ilahi iradesinin bu vasıtalar üzerinden meydana gelmesini ister.

     Allahın ayeti kerimedeki maksadını gerçekleştirecek olan vasıta Nebi (as) ve onunla beraber olan kimselerdir. Allah\'ın Rasulü(as) ile birlikte olan kimseler kimlerdir ? Bu konudaki en mühim mesele  kimler “O nunla beraber olanlar (  وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ)”ifadesinin  sınırları içerisine girmektedir. Bu hususta tarihselci bir yaklaşımla olayı değerlendirdiğimizde bunların sadece sahabeler olduğunu söyleyebilir, vasıtanın sahabe ile tahsis edildiğini sahabeden sonrasına ulaşmayacağını ifade edebiliriz. Fakat böyle bir anlayış hem kuran\'ın kendisine hem de tarihi gerçekliğe uygun düşmemektedir.Sahabe-i güzin dinin zahir olmasının gerçekleştirilmesinde en önemli vasıta kılınmıştır,onlar yaşadıkları dönemde üzerlerine düşen vazifeyi en layıkı ile yapmışlardır. Muhammed aleyhisselam la birlikte olanlar ifadesinin de birinci manası onlardır.yaşadıkları dönem esas alındığında bundan başkasını söylemekte doğru kabul edilemez.

         Bu gerçekle birlikte ( وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ) ifadesini sadece sahabeye tahsis etmek birliktelik manası veren  مَعَهُٓ lafzını zaman ve mekanla sınırlandırmak olur ki hem ayeti kerimenin siyak ,sibak ilişkisine hemde manadaki umumi zenginliğe uygun düşmez.

  -O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Halbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.  (Allah o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.(Cuma 2-3)

  Ayeti kerimesindeki( لَمَّا يَلْحَقُوا بِهِمْۜ) “ Onlardan henüz kendilerine katılmayanlar” ifadesi peygamber(as)in henüz sahabeye ilhak etmemiş olanlar içinde gönderildiğini açıkça ifade etmektedir.Bununla birlikte  “...kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir.” ifadesindeki maksatların hepsi sahabeden sonraki dönemler içinde geçerlidir.Peygamberin (as) gönderilişindeki maksat birlikteliği zaman ve mekan farkına rağmen aynı ise Dinin ızharı hususundaki vasıta olma vasfı da aynı olmalıdır. Anlaşılan odur ki  ( وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ) ifadesindeki birliktelik zaman ve mekan birlikteliğine tahsis edilemez.Hatta maksat ve gaye birlikteliğine hamletmek daha doğru olur.

  Allahın aziz dini İslamın tahrif edilmiş veya uydurulmuş sahte dinlere karşı zahir (üstün ,baskın)olmasında vasıta olan herkes Muhammed (as)la zaman ,mekan ve gaye birlikteliği olan sahabe gibi ( وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ)”Onunla birlikte olanlar” ifadesinde bildirilen şerefe nail olacaklardır. kıyamet gününe kadar sahabe sonradan tabiin,tebeut tabiin ve onlardan sonra olan, onlara ilhak eden gaye ve maksatlarda onlarla aynı olan nesillerde bu niteliğe ve bu şerefli övgüye hak sahibidirler.

  Ayeti kerimenin” مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ “cümlesinde” مُحَمَّدٌ “kelimesi mübteda “رَسُولُ اللّٰهِۜ” mübtedanın sıfatı”و”atıf harfi “الَّذ۪ينَ مَعَهُٓ” sılasıyla birlikte mübtedaya atıf olarak kabul ettiğimizde daha sonraki buyruklar haber olur .Ayetin bu şekilde i’rabı ile mana şöyle olur. ”Allahın Rasulü Muhammed ile onunla birlikte olanlar ...ilh.

Mana böyle kabul edildiğinde Allahın(cc)Rasulü(as)ile beraberindekiler zikrolunacak sıfatlarda birlikte anılmış olacaklardır.Ne mutlu kutlu Nebi(as) ile birlikte anılanlara…

Böyle yüce sıfatlara sahip olanlar( peygamber aleyhisselam la birlikte anılıp, Allah\'ın(cc)  dininin üstün olmasının  vasıtalıkları olanlar kimlerdir?. Hangi özelliklere sahiptirler?..

Biz bu yazımızda o seçkinlerin vasıflarından sadece iki vasıf üzerinde duracağız.diğer vasıflarına daha sonraki yazılarda  değiniriz Allah(cc) kısmet ederse.gelecek yazımızda” اَشِدَّٓاءُ عَلَى الْكُفَّارِ” Vasfın bahsedeceğiz.

(Rabbimiz) bizi dosdğru yola hidayet et  “ اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۙ” (amin)


Facebook Twitter Google LinkedIn Email
Musa Kazım YILMAZ
Musa Kazım YILMAZ Hakkında

1968 yılında Konya\'da doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya\'da tamamladı. Erzurum İlahiyat Fakültesi Mezunu. Evli ve 3 çocuk babası Heda-Der\'de eğitim işleriyle uğraşmaktadır.

Diğer Yazıları :

Henüz hiç yorum yapılmamış!

Yorum Yapın