KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 455. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

 

 

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

455. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla

Siz de tıpkı, sizden öncekiler gibisiniz: Onlar sizden daha güçlü, malları ve çocukları daha fazlaydı. Onlar paylarına düşenden faydalanmışlardı. Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi siz de payınıza düşenden öylece faydalandınız ve onların daldığı gibi, siz de (dünya zevkine) daldınız. İşte onların dünyada da ahirette de amelleri boşa gitmiştir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. (Tevbe 69)

 

Sevgili dostlar değerli basın mensupları;

Birleşmiş Milletler üyesi bulunan veya üyesi olmayan tüm ülkelerin ve halkların menfaatlerini korumak için kurulmuş değildir. Aksine bir çıkar ve menfaat örgütlenmesidir.  İkinci dünya savaşından sonra galiplerin kendi çıkarlarını korumak ve kendi aleyhlerine olabilecek her şeye müdahale etmek için tesis ettikleri bir kuruluştur. Bu güne kadar da galiplerin çıkarlarından başka hiçbir şeye hizmet etmemiştir.

İkinci dünya savaşının galiplerinden oluşan güvenlik konseyi veto hakkıyla kendi aleyhlerine olabilecek her şeyi veto edip, kendi lehlerine olan her şeyi karara bağlamışlardır. Bazen mazlumlarında lehlerine kararlar çıksa da bunlar hiçbir zaman uygulamaya konulmamış hayata geçirilememiştir. Bunun en belirgin örneği Siyonist İsrail çetesinin aleyhine çıkarılan kararlardır. Siyonist çete hiçbir zaman alınan bu kararlara uymamış, birleşmiş milletlerde her hangi bir yaptırım uygulayamamıştır.

Yer yüzünde var olan sorunların tamamına yakını birleşmiş milletler güvenlik konseyinde bulunan ülkeler ve bunların müttefiklerin den kaynaklanmaktadır. Bu ülkeler kendi topraklarında bir kaosa ve iç karışıklığa diğer dünyanın tamamının yangın yeri haline gelmesi pahasına müsaade etmemekteler, kendi topraklarında olacak küçücük bir problemi aşmak için dünyayı yangın yerine çevirebilmektedirler.

Dünyada var olan açlık sorunu emperyalist batının doymak bilmez iştahından kaynaklanmaktadır. Mevcut insan nüfusunun iki katını ve daha fazlasını besleyebilecek kaynaklar batı toplumlarının lüksü ve israfı için kullanılınca dünyanın diğer halklarının payına darlık ve açlık düşmektedir. Dünyanın yüzde yirmisi geriye kalan yüzde seksenini paylarını gasp ederek har vurup harman savurmakta onları yokluğa mahkum edecek şekilde zenginliklerini çalmakta, imkanlarını sömürmektedir.

 

 

 

 

Günümüzdeki en büyük sorunlardan kabul edilen mülteci sorunu batının siyasal iktidarını güçlü kılmak, hegemonyasını daimi eylemek isteğinin sonucudur. Dünyanın her bir yanını daha güçlü olabilmek için kana bulaması sonucunda insanlar topraklarında yaşayamaz hale gelmiş ve topraklarını terk ederek galiplerin, ve müttefiklerinin yaşanabilir topraklarına canlarını tehlikeye atma pahasına gitmek zorunda bırakılmışlardır.

Sömürgeci galipler göç etmek zorunda bıraktıkları bu mültecilerle ne topraklarını ne de imkanlarını paylaşmak istememektedirler. Onları yüz üstü bırakmakta sefaletlerine göz yummaktadırlar. Vicdanları bulunmayan bu sömürgeci güçler bu mazlum halkların ihtiyaçlarının karşılanması da henüz vicdanları körelmemiş yarı yoksul halkların sırtına yıkmaktadırlar.

Dindar ve vicdanlı insanlar bu sorunları çözmek için yırtınmakta ellerindeki kıt imkanları diğer mazlumlarla paylaşmakta onların acılarını bir nebze olsun dindirebilmek için gayret göstermektedirler.

Birleşmiş Milletler öncülüğünde düzenlenen dünya insani zirvesinden beklenildiği gibi hiçbir somut girişim çıkmamış bol bol vaatlerde bulunup fakir halkların yaptıkları yardımlar üzerinden probağanda yapıp siyasi rant elde edilmek istenmektedir. Yörük sırtından ağalık yapanlarda bu yardımlarla siyası geleceğini sağlama almak peşindedirler. Zengin devletler kasalarına hiçbir şekilde el atmamakta zenginliklerinin küçük bir parçasını dahi mazlumlarla paylaşmamaktadırlar. Yardım işlerini sivil toplum üzerinden halkın üzerine yıkıp onların küçük imkanları ve merhametlerini istismar etmektedirler.

Birleşmiş milletlerin insanı zirvesinden olumlu bir şeyler bekleyenler iyi sonuçların çıkacağına inananlar sorunların kaynağından çözüm bekleme şaşkınlığında ve akıl noksanlığındadırlar.

Yer yüzünde var olan ifsadın kaynağı zulmün sebebi haktan ve hakikatten uzak olmak tır. İşleri zulüm ehline tevdi etmek ifsadın yaygınlaşma sebebidir. Çözüm yeryüzünde fitnenin son bulması, ilahi vahyin gereği olan İslami hükümlerin uygulanarak adaletin tesis edilmesiyle mümkün olacaktır.

Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 455. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

21 Şaban  1437    (28  Mayıs  16)

Haftanın Basın Sözcüsü:Musa Kazım yılmaz

Facebook Twitter Google LinkedIn Email
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu Hakkında

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu

Diğer Yazıları :

Henüz hiç yorum yapılmamış!

Yorum Yapın